Bütün batı karşısında bir Gazze âh!..
Yenilmemek bile zafer, mâşâallah!..
Çıktı dört can, ateşkese verdi tarih:
«Bel entümü’l-kerrârûne inşâallah!..» 1450-4: 1446
Mûte’ye giden İslâm ordusu çok kalabalık düşmanla çarpışmış, üç kumandanın şehâdetinden sonra Hâlid bin Velid -radıyallâhu anh- birtakım taktiklerle düşmanı yıpratıp geri dönmüştü.
Medine’ye dönen muhâripleri -meseleyi tam bilmedikleri için- “kaçaklar” diye tavsîf edenler oldu. Onlara karşı bizzat Allah Rasûlü:
لَيْسُوا بِالْفُرَّارِ، وَلَكِنَّهُمُ الْكُرَّارُ إِنْ شَاءَ اللَّهُ
“–Onlar Allah yolunda savaştan kaçanlar değildir, tekrar tekrar hücûm edip çarpışacak olanlardır!” diye cevap verdiler. (İbn-i Hişâm, III, 438; Vâkıdî, II, 765)
Başka bir rivâyeti:
بل أنتم الكرارون وأنا فئتكم
“Siz kaçak değilsiniz, (vakti gelince) tekrar tekrar çarpışacaksınız. Ben de sizin dönüp dahil olduğunuz fieyim / topluluğum.” dedi.
Efendimiz şu âyetlere işaret ediyordu:
“Ey mü’minler! Toplu halde kâfirlerle karşılaştığınız zaman onlara arkanızı dönmeyin! (Korkup kaçmayın!)
Tekrar savaşmak için bir tarafa çekilme veya diğer bölüğe ulaşıp mevzi tutma durumu dışında, kim öyle bir günde onlara arka çevirirse muhakkak ki o, Allâh’ın gazabını hak etmiş olarak döner. Onun yeri de cehennemdir. Orası, varılacak ne kötü yerdir!” (el-Enfâl, 15-16)
Bir yanıt yazın